top of page
Ara

EN DEĞERLİLERİMİZ

  • Yazarın fotoğrafı: Hande G
    Hande G
  • 14 Nis 2018
  • 2 dakikada okunur

Her sabah uyandığımda öğreniyorum ki yine 3-5 şehidimiz var. Her sabah uyandığımda diyorum ki kendime, yine ne aileler yıkıldı, ne evler yıkıldı. İşte her sabah gördüğüm bu yıkılan evler, eskimiş, harabe evler değil. Bu evler, aileler, içinde zaman ve emek harcanmış, ana babaların ödenmeyecek haklarıyla inşa edilmiş, onlar aileler. Bu evler içinde aile olmayı, sevgi ve beraberliği, birliği yaşamayı öğrenmiş değerli ruhlar barındıran adına aile dediğimiz evler. Ne zorluklar, ne güzellikler geçirmiş, o günlere gelmiş içi canlı, kanlı, ruhu olan evler. İşte her sabah o evler 3,5,10 yıkılıyor. Ve yıkıldı mı, yerine yenisi yapılmıyor. Yerine ister villa yap kondur, ister rezidans koy, gökdelenler dik, kaleler saraylar yap. O ev yıkıldı mı, geri gelmiyor. Ne evler yaparsan yap yerine, hepsi sadece taş. İçinde ne ruh var, ne sevgi, ne birliktelik ne kardeşlik. O can bir kere gitti mi geri gelmiyor. Sen binalarını 10 kere yık yine yaparsın, daha iyisini de yaparsın. Ama o manevi evleri yıktın mı bir daha geri getiremezsin. Hangisi değerli, hangisini daha çok korumalıyız, aslında ev, yuva dediğimiz şey ne, bilmiyor muyuz gerçekten? Ya peki köprülere ne demeli? Her gün bizleri birbirimize bağlayan o aramızdaki manevi köprülerimiz de yıkılmıyor mu? Herkes artık biraz yabancı, herkes biraz yalnız. Artık çoğu şey eskisi gibi değil. Bunu görmek çok kolay. İnsanlar farklılaşmış, yabancılaşmış, bencilleşmiş, düşmanlaşmış, ayrışmış. Sanki aramızdaki o kardeşlik, birlik, sevgi köprüleri, o manevi köprülerimiz yıkılmış, kimse kimseye ulaşamıyor artık, herkes yalnızlaşmış, kendi derdinde. Benim ruhum senin ruhuna geçememiş, kalbine dokunamamış, ama bedenim o ihtişamlı, güzelim çelik-beton köprülerden öbür tarafa geçebilmiş daha mı önemli? Bizim o yıkılan manevi köprülerimizi inşa etmemiz kolay mı? O kadar kin, nefret, öfke, düşmanlık duyguları oluşunca istediğin kadar köprü inşa et çelikten ve hatta istersen dünyanın etrafında tur atsın o köprü, belki yolları birleştirir, insanları bedenen karşılaştırır elbet ama insanları da birleştirir mi? O betondan köprüler hepimizi bağlar da, bizi birleştirir mi, kardeş, dost, aile olur muyuz yine? İçinde ruhu olmayan o evler, o köprüler….Bana sadece içinden ruhu gitmiş bedenlerin yattığı mezarları anımsatıyor maalesef…. Neyin gerçek neyin fani olduğunu hatırlayalım…Neyin değerli ve korunması gerektiğini hatırlayalım… Çünkü değerli olan şeyler yıkıldı mı aynısı geri gelmiyor. Giden gidiyor ve değerlerimiz, değerlilerimiz, canlarımız, aslında en çok sevdiklerimiz gidiyor. Bugün onunki, yarın seninki. Ne fark eder ki, bir gün hepimizinki gidiyor işte. Ama yarınlarımız…!! Yarın çocuklarımıza değerli olan ne kalacak geriye? O yüzden elimizi vicdanımıza koyalım ve gerçekten kalpten düşünelim, bu hayatta neyin aslında değerli olduğunu. Neyin gerçek neyin sahte olduğunu. Ve ona değer verelim kaybetmeyelim, koruyalım..

(Bir zamanlar yazdığım bir yazı yine...)

© 2023 by The Artifact. Proudly created with Wix.com

bottom of page