Perspektifler

Dünyanın bir yerinde bir zamanda bir gün batımı var iken, dünyanın başka bir yerinde başka bir zamanda bir gün doğumu var. Aslında ikisi de aynı güneş, ama bize deneyimlettikleri farklı ve bu yüzden farklı bir perspektiften aynı güneşin farklı veçhesini deneyimliyoruz. Aslında güneş her an bir başka noktada batmaya ve doğmaya da devam ediyor. Aslında güneş bir yerlerde ve bir zamanda hep batıyor ve hep doğuyor. Aynı güneş hem batıyor hem doğuyor. Aynı güneş başka yerlerde ve başka zamanlarda da aynı zamanda ya parlıyor, ya bulutların arkasında saklanıyor, güçlü ve zayıf, bir yaz yaşatıyor ya da bir kış. Hepsi aynı anda oluyor ve hepsini aynı güneş yapıyor. Ve değişen tek şey ona hangi perspektiften baktığın. Onunla ne deneyimlemeyi seçtiğin. Dünyanın neresinde ve hangi zamanında durmayı seçtiğin ve hangi açıdan bakmayı tercih ettiğin. Hep aynı yerde durabilir ve günlerin geçmesini, mevsimlerin geçmesini bekleyebilir ve izleyebilir ve yaşayabilirsin. Sorun değil, bu da bir tercih. Ya da nasıl görmek istiyorsan oraya gidebilir hep yaz veya kış yaşamak isteyebilir, uzun geceler veya gündüzler yaşamak, görmek isteyebilir ve tercihlerin için perspektifini, ve bunun için mekanını ve zamanını değiştirebilirsin.

Hepsi bir tercih meselesi. Hepsi bir perspektif meselesi. Bulunduğun nokta her neresi ise sen orada isen bir başkası da aynı anda orada olamaz. Bulunmayı seçtiğin mekan ve zamandaki o noktadan her ne görüyorsun bir tek sen o perspektiften görebilirsin. O an ve o yerde her ne deneyimliyorsan bir tek sen o deneyimi yaşarsın. Ve her ne görüyor ve yaşıyorsan sadece sana özel o perspektiften sadece sen o deneyimi öğrenirsin. Deneyimler, yaşananlar, görünenler benzer gibi görünse de her insanın perspektifinden farklı şekilde algılanır ve öğrenilir. O yüzden bir tecrübe bin nasihatten iyidir diye boşuna söylenmemiş.

Evet, her şey bir tercih meselesi. Her şey bir perspektif meselesi. Çünkü aslında hiçbir şeyin değiştiği yok. Kaynak hep aynı. Sadece kaynaktan neyi nasıl almak istediğin değişiyor. Yaşamak bir tercih. Kaynaktan ne deneyimlemek istediğin bir tercih. Tercihsizlik de bir tercih. Çünkü perspektiflerin sürekli birbirine geçtiği ve döndüğü koca yuvarlak bir dünyaya gelmeyi de sen tercih ettin. Şimdi durabilirsin ve döngülere yani günlere, mevsimlere doğal akışında takılabilirsin, ya da kendi döngülerini günlerini mevsimlerini yaratabilirsin. Kendi günlerini ve mevsimlerini yaratmak için yeni bir dünya ve güneş yaratmana gerek yok, o kadar büyük ve ulaşılmaz güçlere sahip olman gerektiğini düşünmene gerek yok. Sadece hareket etmen yeter. Tercih yapman yeter. Resmini çekmek istediğin karenin açısını tercih etmen gerek. İstersen deneysel ol, istersen kurgula. İkisi de yaratıcılık, çünkü zaten yaratılmış koca bir filmin içindesin ve her bir karesi keşfedilmeyi bekliyor. Sadece senin durduğun yer ve zamandan keşfedilmiş o filmdeki bir kare o yaratıcılık. Yaratıcılık aslında o özel ve tek perspektiften bakarak ve yaşayarak o kareyi fark etmek, ve yaratılmış olanı sana özel perspektiften hatırlamaktan ibaret. Her şey zaten yaratılmış ve sadece keşfedilmeyi ve hatırlanmayı bekliyor. Sadece canlanmayı bekliyor. Tüm potansiyeliyle bir daha, ve bir daha çiçek açmayı bekliyor.

Her şey bir tercih meselesi. Her şey bir hareket meselesi. Nasıl hareket edeceğini seçmen gerek. Çünkü hareket demek zamanını ve mekanını seçmek demek. Durmak da bir hareket, koşmak da.

Gördüklerinin, yaşadıklarının sorumlusu sensin. Çünkü bulunduğun yerden ne görmek istiyorsan orada duran sensin. Ve tüm şikayetlerinin ve acılarının nedeni sensin. Çünkü gördüklerinden ve yaşadıklarından şikayet edip hala duruyorsan anlamamışsın demektir. Perspektifini değiştirmen gerekirken sen tüm dünyayı ve o kendi halinde doğal akışında olan biteni değiştirmeye çalışıyorsun. Sen sadece kendi perspektifini değiştirebilirsin memnun değilsen. Başka bir şeyi değiştiremezsin. Tüm dünyayı varoluşu ve düzeni kendine düşman görüp hepsini kontrol etmeye ve değiştirmeye çalışarak sadece sen kaybedersin. Tek yapman gereken perspektifini değiştirmek, bakış açını değiştirmek, hareket etmek, kalkmak.