Avokado gerçekten çok faydalı bir meyve
- Hande G
- 11 Eki 2019
- 3 dakikada okunur

Dün hiç yapmam aslında ilk defa ders çıkışı nedense önünden geçerken adı lazım değil bir cafede oturup kahve ve sandviç keyfi yapmak istedim. Sırada beklerken tanıdığım hocalardan biri ile de karşılaştım. Almaya karar verdiğim ama ne zaman ve nasıl olacağına zihnimde çok değinmediğim bir konu olan bir eğitimden ve derken bir de sandviçte çok beklediğinde bozulabilen avokadodan bahsettik birkaç dk süre için. Ve ben sonra açık alan kısımda karşı sandalyesinde uyuyan bir kedi ile masamı paylaşıp güneş banyosu eşliğinde tek başıma keyif yaptım. Müzik dinledim, yemek yedim içtim, kafamda yazdım çizdim vs... Aslında ne çok fazla zamanım ne de kısıtlı zamanım vardı, tam ortasına bu şekilde yerleşmeye karar vermiştim. Sonra arabama yürüdüm. O gün yer bulamadığım için Migros parkına park etmiştim. Ve o gün 10 dk geç kalarak zaman sınırını geçtiğim için 10 lira park parası verdim. 7 aydır gidip geliyorum ve ilk defa park parası verdim. Günün ilerleyen saatlerinde düşününce anladım. Evet, anlamsız saçma şeylerden kendimce anlamlı şeyler çıkartıyorum :)
O gün 10 Ekim idi yani 10.10 ve 10 dk geç kaldığım için 10 lira vermiştim. Hatta tv’de az öncesinde de adı “ben 10” diye bir çizgi film de görmüştüm :) Yani tam bir 10 yağmuruna tutulmuştum… E yani ne anlamı var Hande diyorsan eğer şu ki, bak şu an bir şey gözüne girmeye çalışıyor. Neden park parası verdin? Neden arabana atladığın gibi gidemedin hemen? Neden o park bariyeri açılamadı hemen? Neden bir bedel ödemek zorunda kaldın?
Çünkü sen oturup keyif yapmayı ve şekerli kahveni yudumlamayı, orada oyalanmayı tercih ettin. Arabana atlayıp bariyere takılmadan yoluna devam edebilecekken sen kendini ertelediğin için elindekini fazla beklettin ve kullanılamaz hale geldiği için sana engel çıkardı o fazladan bekleyen zaman enerjisi. Aynı fazla beklediğinde bozulacak avokado gibi. Eğer sen onu yemek için kesmeye başlamışsan artık yemek zorundasın, çünkü yeme niyetiyle kestikten sonra ertelersen bozulacak. Ve onu alırken, keserken harcadığın tüm emek ve enerji de bir bedel olacak. Aynı o 10 lira gibi. Neden ödedim ben o parayı? Sırf biraz duraksayayım ve keyif yapayım dediğim için. Uzun zamandır hep yaptığım rutinimi bozduğum ve durduğum için. Hiçbir şey tesadüf değil. O hoca boşuna orada değildi. Boşuna avokadodan bahsetmedik. Boşuna eğitimden bahsetmedik.
İnsan her ne kadar kafasında bir şeylere karar verdiğini veya bazı kararları benimsediğini düşünse de o düşünceler eyleme dönüşmediği sürece bir anlamı olmuyor. Eyleme dönüşmediği sürece var olma potansiyeline sahip ama henüz “yok” oluyor. Eğer düşünce enerjisini kinetik enerjiye dönüştüremiyorsan o enerji yayılmak istediği geniş alanı bulamadığı için bir yerden sonra alakasız bir şeye dönüşüyor ya da kullanılamadığı için çürüyüp bozulan yiyecekler gibi bozuluyor ve sönüyor. Ve sen biriktirdiğin tüm enerjinin bedelini de ödüyorsun.
Evet, aldığımı sandığım bir kararın aslında karar olmadığını gördüm. O sadece bir niyetti. Bir yola niyetlenip çıkmakla karar vermek arasında fark var. Niyetim ilerde şekilleneceğine ve hazır olduğumda elbet bir gün yapabileceğim bir şey için yola çıkmış olmaktı ama bu benim için bir karar değildi. Ben aslında şu ana kadar sadece avokadoyu kesmekle ilgileniyordum. Onu bir ara yiyecektim ama ne zaman ve nasıl bilmiyordum. Ve kesmekle uğraşırken çok oyalanırsam avokadoyu çok beklettiğim için niyetlerim kararsızlıktan kararabilirdi.
Hiçbir zaman tamamen hazır olmayabilirsin. Karar vermek için her şeyin yerli yerine oturmasına ve uygun şartların oluşmasına gerek yok. Bazen uygun şartlar sen karar verdiğinde oluşabilir.
Bu kadar mükemmeliyetçi olmaya gerek var mı? Yol deneyiminin kusursuz ve hatasız olması gerektiğini kim söyledi? En doğru ana hazır olmayı beklersen kendine uygun şartlar oluşturmayı öğrenebilir misin? Şartların önüne hazır gelmesi güzel bir şey elbet ama bu her zaman olacak diye bir kaide yok. Bazen önünde bir yol açmaya karar veriyorsan hazır açılmış yollardan özgür iradenle birini tercih etmen gerekebileceği gibi bazen de o yolu kendinin açması ve şartlarını oluşturman gerekebilir.
Mesela bir amazon ormanının ortasında yürüyorsan yürümeyi planladığın yol için uygun patika yolun önüne çıkmasını beklersen bir ömür niyetinle orada oturup kuruyabilirsin. Çünkü kimse sana orada bir yol haritası çıkartamaz. Ama sen kendine her adımda yolu açabilirsin ve oluşturabilirsin. Çünkü uygun şartlar diye bir şey hiçbir zaman kusursuzca önüne gelmeyebilir.
Dün karar verdim. “Bir ara” demekten vazgeçip kendime kesin ve net olarak belirttim niyetimi ve aldığım kararları. Bir ara diye bir şey yok, ilerde belirsiz bulanık ne olduğu sadece tahmin edilen bir şey yok. Dün tüm o erteleme çer çöplerin bozulmaların avokadoların başında sözü geçen ilk bir şey vardı. Eğitim.
Bir sonraki ne zaman ise o zaman…