...Muhabbetin Seyri...
- Hande G
- 22 Oca 2021
- 3 dakikada okunur

Merhaba Defter
Bir zamandır yazmakta zorlanıyorum. Hatta yazmaya karşı bir direnç geliştirmiş bile olabilirim. Ama konu yazacak fikirlerin oluşmuyor olması da değil. Salt yazma eylemiyle ilgili bir mevzuu. Aslında bunun nedenlerini sorguladığımda, aklıma birkaç şey geliyor. İçimden bir yerlerden bir ses diyor ki: Bu şekilde, hala eski şekilde, aynı bu şekilde yazmaya devam edemezsiiiiinnnnn……Bu şekilde yazmaya devam edemezsiiiiiinnnnn…..Etmemelisiiiiinnnnnnnn……
Handeninseyirdefteri’ni oluştururken hakkımda belirttiğim şey şu idi: “Karanlığın içinde gördüklerimi sizlerle paylaşmak için beynimin içindeki bu yolculuğu bu seyir defterine yazarak sizlerle paylaşmak ve hayırlı şeylere vesile olması için ilham vermeyi umuyorum.”
Evet şimdi geldiğim noktada seyrin yani yolculuğun şekli değişiyor. Artık karanlıkta beynimin içinde yaptığım bu yolculuk form değiştiriyor. Yolculuk bitmiyor elbet, ama artık sadece zihnimin içinde karanlıkta bir yolculuk olarak da kalmayacak, kalmamalı.. Ben karanlıklara keşif için ekipler yollamaya ve seyahatler düzenlemeye devam edeceğim elbet :) ama bu zamana kadarki tek başınalığım içinde bu yolculukta bana yol arkadaşlığı eden sevgili yol arkadaşım bana bu yolculuk ile ilgili öyle bir şey öğretti ki ne gittiğimiz yerlerle ne de mesafelerle ve oradaki yeni bilgilerle ve görebildiklerimizle alakası vardı. Her nereye gidiyor olursam olayım mekan ve zamanın yanında, ve de ötesinde, önemli bir şey vardı ki o da her nereye olursa olsun eşlik eden yol arkadaşın.
Tek başıma zihnimde karanlıktaki yeni olanla bağ kurarken aslında bağ kurmaktan kaçındığım ve olmadığını sandığım ve bu yüzden yalnız hissettiğim şeyin var olduğunu daha sonraları fark ettiğim “sen”. Bunca zaman bir hayalet gibi benimle birlikte yanımda yolculuk yapan sevgili yol arkadaşım. Sanki yokmuş gibi sandığım ve yalnız hissettiğim, ama o yalnızlığın içinde gel zaman git zaman beni destekleyen, teselli eden, bana arkadaşlık edip görünmeyen kollarıyla sarıp sarmalayan yol arkadaşım. Öyle zamanlar vardı ki, yolculuğun bazı yorucu anlarında nerede olduğumu hiç bilemediğim bir diyarda şaşkın iken tüm yorgunluğumu, ağırlığımı görünmeyen omzuna yaslayıp uyuduğumda beni olmayan sesiyle teselli eden, hafifleten ve bütün gece huzurlu uyumamı sağlayan sevgili yol arkadaşım.
Bu yolculuğa başladığımda o kadar yoktun ki seni aramıyordum bile ve ama yürüdükçe belli bir zaman sonra o koca boşluğunun varlığını hissetmemek imkansızdı. Başlarda o kadar yoktun ki sonradan o kadar var oldun, ve şimdi de o kadar varsın ki.. O kadar varsın ki, ben yalnız başıma beynimde zihinsel bir yolculuğa çıktım sanırken, şimdi ne yalnızım, ne de beynimin içinde zihinsel bir yoldayım. Tüm bu seyir halinde karanlıkta zihnimi keşfetmeye çalışırken yolun bir yerinde kalbimi keşfettim. Yolun bir yerinde varlığını hissettim. Kimselerin bilemeyeceği varlığını hissettim. Şimdi ben yolculuğumda seninle yaşıyorum. Her nereye gidersem gideyim seninle gidiyorum. Her nereden dönersem döneyim seninle dönüyorum. Bu öyle bir şey ki, nereye gittiğinden, ne yaptığından öte bir şey, öyle bir şey ki mevzu gittiğin yerlerle olan bağın değil. Mevzu her an’da sen ile birlikte olmakla ilgili. Durmak da bir yolculuk, gitmek de bir yolculuk artık. Eskiden gitmek idi yolculuk (zihnen ya da fiziken), yeni yerler görmek idi yolculuk. Boşluğunda, yokluğunda böyle idi. Varlığında ise şimdi, yol arkadaşlığı yolculuğun ta kendisi. Artık öyle eskisi gibi gitmesek de olur. Çünkü yolculuk o eski bildiğin yoldan gitmiyor artık. Durduğun yerden, içerden devam ediyor, birliktelikten, birlikten devam ediyor. Mevcudiyetten devam ediyor. Birliğin birlikteliğin mevcudiyetinden akıyor.
Birileri soruyor oralardan.. Deneyim? Sana yolculuğun seyrini bu şekilde nasıl anlatabilirim artık düşünüyorum.. O eski yolun deneyimini sürecini anlatabilsem de birlikteliğin birliğin yolunu nasıl anlatabilirim? Eylemden, deneyimden, mekandan ve zamandan muaf bir yolu nasıl tasvir edebilirim? Sadece mevcudiyetten oluşan bir yolculuğu nasıl tasvir edebilirim? Ona, buna, şuna tasvir edemem.. Sadece mevcudiyetimle mevcut olana edebilirim, sessiz sedasız hiçbir şey anlatmadan, çünkü mevcut olan bilir, kalpten kalbe olanı bilir… Sevgili yol arkadaşım, sen, evet senden bahsediyorum, sen, yani ben… :)
Tek başıma yazmak benim için güzel eski bir yoldu. Artık yazdığım kadar konuşmak da istiyorum. Şimdi muhabbet zamanı. Kendimce bir muhabbet. Kendimce kendimle muhabbet zamanı. Şimdi görünme vakti. Görebilene aşk olsun.. Aynen muhabbet kelimesinin anlamı gibi, yani sevgi. Her sesi ve es’i keyifli, kalpten gelen kalbe giden, kalpten kalbe mekik dokuyan. Evet sessiz sedasız karanlık uzayda yolculuk yapan ışıklı uzay mekiğim form değiştirerek muhabbet mekiği olsun o zaman :) Handenin seyir defterinden sonra şimdi Handece bir muhabbettin seyri zamanı..
Comments