Teslimiyet Dersi

Bedenin çok sağlıklıdır ve her şey çok yolundadır. Derken bir şey olur ve beden sağlığın bozulur, her şey tepetaklak olur. Kendi kendine yapabileceklerin bildiklerini aşar ve bedeninin, kendinin iyiliği için doktora gidersin. Belki çok zorlayıcı bir tedavi ya da riskli bir ameliyata girmen gerekir. Belki bir organını kaybetmen bile gerekebilir. Ama kendi hayrın için o sevmediğin, gerçekleşmesini istemediğin tedaviye razı olursun çünkü elinden başka bir şey gelmez. Doktorun sahip olduğu bilgisine ve uzmanlığına kendini teslim edersin ve o ne yaparsa razı olursun, çünkü böylesi senin için daha hayırlı olacaktır. Senin bilmediğin, seni aşan bir duruma istemeye istemeye mecburiyetten razı olur, teslim olursun. Bu teslimiyeti sağlayan ise senin doktorun uzmanlığına ve bilgisine inanman ve sana sunduğu bu sürece güvenmendir. Yoksa bilmediğin bir şeyin bilgisini bilgisizliğinle nasıl sorgulayıp doğruluğunu yanlışlığını tespit edebilirsin ki? Bilmediğin bir şeye “inanmak ve güvenmek” olmasa nasıl teslim olabilirdin ki? Ve de bilmeye bilmeye..

O yüzden neye inandığına dikkat et, çünkü inançlar aslında bilmediğin bir şeyi bilmeye razı olmak ve ona teslim olmakla alakalıdır.. Ve bilmediğin şeyle bir süreç başlatmak ve onla ilişki içine girmektir.. Ve tabiiki de aslında oradaki deneyimi kendine kabul etmektir.. Hayır ben kabul etmedim, o beni buldu diyorsan o ayrı bir konu uzun uzun yazılabilecek. Tek diyebileceğim ihtiyacın olan bir şey vardı ve sen karşıdan sana sunulanı alman gerekiyordu. O yüzden belki de inançların altında yatan gizli ihtiyaçları da iyi gözlemlemek gerek..

Bir yerden bir yere gitmeye ihtiyaç duyuyorsundur. Ama çok uzaktadır ve bedenen onu kendi kapasitende o anda gerçekleştirme gücüne sahip değilsindir. İhtiyacın (belki gerekli belki gereksiz) yapabileceklerini aşan bir ihtiyaçtır belki de. O yüzden gider bir uçak bileti alırsın ve kendini uçağa binip kaptan pilota teslim edersin. Çünkü sen kendi başına gidemediğin için onun sana sunacağı uzmanlığına, alt yapısına ve hizmetine ihtiyaç duyarsın. Bilmediğin bir durumda onun sana sunduğu sürece teslim olursun, o yüzden bilmediğin yüksekliklerde bilmem kaç feet yükseklerde uçmaya ve canını ona teslim etmeye razı olursun. Aslında oradaki ihtiyacını gidermek için hizmete teslim olursun, ve bu yüzden onu temsil eden insanla ilişkiye girersin. Doğru ve güvenli uçak uçurma nasıl bir şeydir ve senin için o kişi doğru kişi midir bilemezsin, ama ihtiyaçlar inanç ve güveni doğurur. Belki referanslara ve istatistiklere güvenirsin, belki içgüdülerine, ya da kalbinin bilgisine..

İhtiyacın olanı aldığın bilmediğin o bilgi sana sadece yaşam planında temsilci kişiler üzerinden hizmetler aracılığıyla gelmiştir. Çünkü dünyada yaşamın bilgisi ve şekli ne ise insanların birbirleriyle teması da ona göre o bilgiye uygun şekillenir. Meslekler ve hizmetler aslında uzmanlaşılmış üst bilginin deneyimler aracılığıyla bilgisi olmayana başkalarına temas etme ihtiyacıdır. Çünkü hayat bir okuldur, ve okulun içinde yaşanan her deneyim bir ders, herkes kendi kapasitesi ve uzmanlaşma seviyesinde bir öğretmen ve herkes de bir öğrenci. Her temas bir ders. Ve her süreç bir teslimiyet dersi. Karşındakinden bilmediğin her neye dokunuyorsan. Yapılan eylem ise gerekli olandan ibaret.

Sonsuzluğa mı teslim olmak istiyorsun? :) Teslimiyet yaşamın her detayında. Bakkalda, markette, otobüste, asansörde, orda burda…

---Kısa bir astroloji bilgisi------ Astrolojide MC (kariyer, tepe noktası) dediğimiz yer aslında sahip olduğumuz yeteneklerimizin (2.ev) daha yüksek manalarda anlamlarda kendini keşfettiği ve deneyime açıldığı(2. Evin 9. Ev türevi), başkalarıyla buluşup kaynaştığı ve hizmet ettiği bir alan. Aynı zamanda bizim bilebildiklerimiz, tüm bilgimizi (3. Ev) paylaşıma açtığımız alan(3. Evin 8. Ev türevi). Aynı zamanda sahip olduğumuz potansiyellerimizi ve bilgimizi (2. Ve 3. Ev konuları malzemeler) karşı tarafa gösterip besleyebildiğimiz(4. Ev bunların birleştirilip pişirildiği gıda ve 4. Evin 7. Ev türevine yani 10. Ev karşıya) sunabildiğimiz bir alan. Yani aslında potansiyellerimizi görünür bilinir hale getirip beslendiğimiz ve de başkalarını besleyebileceğimiz bir hale getirdiğimizde olduğumuz hal, ben böyleyim dediğimiz halin kendini hizmete adadığı ve çalıştığı alan (1-2-3-4 ten geçip gelen ve olan 5. Evin 6. Ev türevi) . Ve de uzmanlaştıkça, kendimizi hizmet odaklı disipline ettikçe kendi sahnemiz olan ve parlayacağımız yerdir tepe noktamız dediğimiz kariyer meslek noktamız (6. Evin 5. Ev türevi).

Ve o yüzden diyebiliriz ki aslında Tepe noktası Mc dediğimiz nokta bizim ilahi kimliğimize temas ettiğimiz nokta. Ve Asc-Dsc aksında dünya üzerinde An'da ilişkiler arenasında hayat hangi bilgi formunda şekilleniyorsa ihtiyaçlar da Mc'de ona oranla şekilleniyor, ve bütüne hizmetimiz o oranda kendine meslek ediniyor ve toplumda yerini alıyor. O yüzden 1. evde ben kimim, 2. evde nelere sahibim, 3. evde ne biliyorum ve 4. evde bunları kimsenin yapamayacağı bana has şekilde kendimce harmanladım ve bir form yarattım, bir tarif yarattım ve kendimi besliyorum ve artık bununla beslemeye hazırım. Tarifin, formülün her ne ise karşı aksta 10. evde görünen de o...Ve teslimiyet konusuna son kez değinmek gerekirse: Neden birilerine ihtiyaç duyuyoruz? Çünkü sen başlı başına her şeyi bilemezsin. Karşındaki insan muhatabın (7.ev ) sana mesleğinle toplumdaki ilahi planını gerçekleştirme düzeyin her ne ise ona geliyor çünkü senin 10. evin onun 4. evi, yani onun besleneceği büyüyebileceği yer. Orada senden ona gelebilecek almak istediği bir şeyler var. Belki bir tedavi, belki yaptığın işte bir sözün, her şey olabilir.. Senin hizmet etmek için kullandığın bildiğin bilgi onun için yeni bir tarif, formül...